İçeriğe geç
Ana Sayfa » Zihinsel Dokunulmazlık, Liderlik ve Disiplin Üstüne Notlar

Zihinsel Dokunulmazlık, Liderlik ve Disiplin Üstüne Notlar

    Zihinsel Dokunulmazlık, Liderlik ve Disiplin Üstüne Notlar

    Alttaki yazı 06.01.2021 erkekadam sitesi discord grubu ve @mahmutabi ile ortak yapılan podcast yayınından yararlanılarak sentezlenmiştir. İsteyenler podcaste buradan ulaşabilir. Yazı içinde çeşitli yönlendirmelerle de konuyu toplarmaya çalıştım.

     

    Duygusal Güç Nasıl Kazanılır?

    Duygusal güç kişinin kendisine bağlıdır, kimse size zorla bir şeyi yaptıramaz ya da kötü hissettiremez fakat duygusal güç kontrolümüzü gönüllü olarak başkalarının eline teslim ederiz. Bu kişi ya hoşlandığımız biri ya da yöneticimiz olur.

    Ayrılık veya aşk acısı çektiğimiz varsayalım. Bu durumda duygularımızı ve dürtülerimiz; hayvani beyin olan limbik sistem tarafından bize dikte edilir, sadece tatmin olmak ister. İnsan olduğumuz için bunu frontal lobumuzun süzgecinden geçiririz. Yani mantıklı düşünürüz. Bu aşamada dürtülerimize yenilirseniz zihinsel dokunulmazlığınız yıkılarak uçlara savrulur. Siz duygularınızı değil, duygularınız sizi kontrol eder, esir olursunuz. O insan sizi esir edemez, siz dürtüleriniz yüzünden kendinizi esir durumuna düşürürsünüz, ruh eşi saplantısına, okb’e sahip olursunuz. (Daha fazlası için: Ayrılık Acısı)

    Tabiiki mantıklı düşünüyor olmamız limbik sistemimize yenilmeyeceğimiz anlamına gelmez. 2 senaryo oluşur:

    1. Limbik sisteminimz: “Git ona ulaş, elde etmek için her şeyi yap” der. Bunu der çünkü dopamin salgılamayı ve yoksunluktan kurtulmayı ister. Sizin nasıl yapacağınızla veya karşı tarafın duygularıyla ilgilenmez. Frontal lob ise durumu süzgeçten geçirip, onunla konuşmayı, hatta kazanmak için yalvarmayı tercih edebilir. Sonuçta “hipergami” gerçeğine çarparız. Çünkü kadın kendinden üst seviye erkeklere arzu duyar ve arzuyla pazarlık yapamazsınız. Bunu masaya koyduğunuz anda kadın sizden soğuyacaktır, biten bir ilişkide kadına yalvararak, özür dileyerek tekrardan başlatamazsınız  ve limbik sisteminize daha büyük bir darbe gerçekleşir, yoksunluk oluşur. Bunu kabullenemezseniz yüksek oranda kaygı oluşturur ve çıkmaza girersiniz.
    2. Diğer durumda ise dürtülerinizi dinlemez, onunla etkileşime geçmezsiniz, tabiiki benzer şekilde acı çekiyor olursunuz fakat limbik sistemin dayattıklarını kabul etmemeniz aşamalı olarak duygularınızı kontrol etmenizi sağlar. Başta büyük bir acı çekebilirsiniz fakat inatlaşmanız, mantığınız söylediğini yapmanız, örneğin hipergami denklemini hatırlamanız bu dürtüleri zayıflatacaktır.

    Tabiiki hemen buna uyum sağlayamayacaksınız, alışkanlıklar 1 günde değişmez, aylarca süren ilişkiden 1 günde mantıklı düşündüm diyerek çıkamazsınız fakat kendinizi kademeli olarak bu sürece maruz bırakırsanız kontrol edebilirsiniz. Zamanla zayıflayacaktır. Bilişsel terapilerde uyaranın sizde yarattığı tepkilerin her depreştiğinde siz mücadele ettikçe yavaş yavaş azaldığı bilinmektedir. Benzer durum iş hayatı veya sosyal anksiyeteler içinde geçerlidir.

    Özetle her panik anında, bu duyguyla inatla savaşırsanız limbik sistemin oluşturduğu maksimum pik noktaları her seferinde daha da azalır ve lineerleşir. Alttaki grafikte bunun bir örneğini görebilirsiniz. Bir metod da bilinçli olarak sizi rahatsız eden soruna maruz kalmaktır. Her seferinde stres seviyeniz azalır

    Süreç sonunda limbik sisteminize iyi hissedeceği küçük küçük başka başarılar verirseniz, süreci tamamen atlatırsınız. Karen Horney’in ortaya attığı “rahim kıskançlığı” denen bir kavram mevcuttur. Erkekler kadın gibi doğum yapamadığı için yaratmak zorundadır. Yani sizi doygunluşa ulaştıracak tek bir şey vardır, o da “üretmek.” [Daha fazlası için: Her şey bitti derken gelen insan]

    “Unutmayın gerçek erkekler, kendi hayallerini gerçekleştirerek maskülen olurken mavi haplı alfa erkekler veya betalar kadınların hayalini gerçekleştirmek için var olur ama kadınlar, kendilerini gerçekleştiren başarılı %20lik kesimle birlikte olmayı arzular. Her şeyden önemlisi kırmızı hapı öğrenmiş erkek hayata adapte olurken, mavi haplı erkekler kadınlara adapte olur ve bu bazen zihinsel dokunulmazlığı kaybetmeleriyle ölmelerine bile sebep olabilir.”

     

    Duygu Yöntemi ve Kaygı

    Duygu yönetiminde önemli bir konu genetiktir ve %45 düzeyinde etkin olduğunu, geri kalanın da sosyal çevre tarafından belirlendiğini biliyoruz. Yani bazı bireyler doğuştan daha umursamaz veya depresif olabilir. Eğer doğuştan getirdiğiniz güçlü psikotik bir süreciniz yoksa özelliklerinizi değiştirmek ve kontrol etmek sizin elinizde. Yapılan istatistiksel çalışmalarla elde edilmiş 5 Faktör kişilik kuramına göre insanlarda belli oranda açıklık, sorumluluk, dışa dönüklük, uyumluluk ve nörotizme yatkınlık oluyor. Hatta bir ara online testleri mevcuttu, kişiler bunu doldurarak, belirlenen ana karakterlerden birine giriyorlardı. (INFJ vs gibi.)

    Bazı olayları kontrol edebilir, bazılarını edemezsiniz. Bu sosyal yaşımınızda, iş hayatınızda da geçerlidir. Örneğin anlaşamadığınız biri varsa ya onunla uzlaşmayı denemeli ya da olabildiği kadar kar-zarar ilişkisiyle durumu değerlendirmelisiniz.  İnatlaşmak veya uyumsuzluk sizi kötü hissettirecektir. Bir tartışma çıktığında veya bir şeye ihtiyacınız olduğunda “zaten sen hep böyle yapıyorsun” gibi bir cümledense “biliyorum senin de acelen var ama işim çok kısa sürecek” gibi bir giriş yapabilirsiniz. Kim olursa olsun karşı tarafın kişiliğine saldırmağınız zaman herşeyin çözüldüğünü göreceksiniz. Hem olaylar büyümeyecek hem de siz iyi hissedeceksiniz. Değiştiremdiğiniz fiziksel özellikleriniz de olabilir, bunlar yerine değiştirebildiklerinize yönelmelisiniz, aksi halde devamlı kortizol salgılayarak negatif düşüncelerinizi kanıksarsınız. Artan düşünceler sentezlenen proteinlerle düşünce yerleşir. Yapılan bilimsel çalışmalara göre aşırı kaygının nöron ağlarını budadığı ve iq’u düşürdüğü biliniyor.

     

    Kavgadan Kaçmak Erkeklik Midir?

    Dövüş sanatlarında iyi olsanız bile ilk amacınız “eğer hayati bir durum yoksa” kaçmak olmalıdır. İnsan hayatı pahalı fakat ölmek ya da yaralanmak ucuzdır. Kung Fu ustası Ip Man bile “onlarca kişi size saldırsaydı ne yapardınız” sorusuna “kaçardım” diye cevap vermiştir. Onun yetiştirdiği öğrencisine, “kız arkadaşınız yanınızdayken size sataştılar ne yapardınız?” sorusuna: “Kız arkadaşımı da alıp kaçardım” diye cevap vermiştir. Kavgaya yatkın insan hep limbik sistemiyle düşünen, dürtüsel kişilerdir. Örneğin ergenleri düşünün, daha çok kavga ederler. Entelektüel bireylerse frontal loblarıyla düşündükleri için kavgadan kaçınmaya çalışırlar. 

    Başıma da geldi, eskiden çok fevriydim, gerçekten masa şişe havada uçurabilecek potansiyelde olmama rağmen bunu aştım. Bir gece 3’de barda eski kız arkadaşımın saldığı 2 kişiyle neredeyse kavga ediyordum, etseydim de hiç yerine edecektim, yensem de yenilsem de sonu karakolda bitecekti ve bu işten karlı çıkan kişi eski kız ark. müsveddesi olacaktı. Benimle kavga etmek isteyen tarafa hak vermesem de arada olumlayarak kavgasız atlattım ve o kişiler de “biz yanlış anlamışız kusura bakma” diyerek elimi sıktılar. Karşı tarafı dinleyerek ve haksız olmadıklarını belirterek, düşüncelerinizi aktardığınızda onların da sizi dinlediğini göreceksiniz.

    Bu aslında bir yerde hataydı da. Siz, siz olun gaza gelip sizi dışarıya çağıran kimseyle konşmaya çalışmayın. Alkol etkisiyle işler ters gidebilir ki bunu da yaşadım, masalar havada uçuştu, bodyguardlar girdi filan. Birileri sizi dışarı davet ettiğinde adil olmayacağını hatırlayın ve hemen telefonunuzu elinize alın, avukatınız varmış gibi bir arkadaşınızı arayarak, “benim sizinle konuşacak bir şeyim yok, eğer bu ısrarınız sürerse avukatım polislerle buraya gelecek diyin, telefonu da o kişiye uzatın. Muhtemelen vazgeçecektir.

     

    Erkek ve Sinir Kontrolü

    Erkek her ne kadar kadına göre daha mantıksal düşünse ve stabil olsa da anlık testosteron artışı sinirli ve uçlarda kararlar almasına neden olabilir ki bu erkeğin hem güçlü olduğu hem de hata yapmaya meyilli olduğu anlardır. Bu yüzden ani kararlar alabilirler.

    Geçmişte çocuklarla yapılan çalışmalardan erkeklerin daha uyumsuz ve şiddette meyilli olduklarını biliyoruz, örneğin Bandura’nın yaptığı Bobo Doll deneyinde bir grup erkek ve kız çocuk önünde bir yetişkin oyuncak bebek döver ve ardından çocuklara yasak koyarak bu hareketin yapılmamasını ister, burada erkek çocuklar cezaya rağmen yetişkin gibi oyuncak bebeği döverken, kız çocukların daha çok vazgeçtiğini görürüz. Bu bize net bir şey söyler: Erkekler her ne kadar mantıksal varlıklar olsa da testosteron etkisiyle şiddete daha meyillidir, kontrolden çıkabilir ve uçlarda düşünmeye yatkındır. Kadınlarsa daha uyumludur, olaylara daha çabuk adapte olurlar. Bu pozitif gibi görünebilir fakat yaratıcılığın, büyük eserlerin hep uçlarda düşünen erkekler tarafından çıktığı da unutulmamalıdır.

     

    Erkek sinirine yenilmemek için duygusal gücünü şöyle arttırabilir:

    1. Düşündüklerinizi karşı tarafa söylemeden önce 24 sa. bekleyerek cevap vermelisiniz. Bu durumda yatışacağınız için daha mantıklı cümleler kuracağınızı görürsünüz, hatta kızgınlığınız geçeceği için vazgeçebilirsiniz. Bu Alman Ordusunda da uygulanan bir metoddur, bazen iş yerlerinde sinirle istifa etmek isteyen insanlara tekrardan düşünmesi için şans verilebilir [Erkek Adam Sitesi: 24 Sa. Kuralı]. 
    2. Kimsenin size inat olsun diye bir şey yapmadığını fark etmelisiniz. O kişilere 3 şans verebilirsiniz. Çünkü kimse sizi özellikle izlemiyor ya da bu adamı ne yapıp delirtirim demiyor, paranoid-narsist çıkarımlara gerek pek gerek yok. Bu kişi hala aynı hareketleri tekrarlıyorsa o zaman üstte bahsettiğim uzlaşma metodlarını izleyebilirsiniz.
    3. Elalem ne der, duygusal açıdan bizi güçsüzleştiren temel kavramlardandır ama aşırıya da kaçılmamalıdır. İş dünyası için de benzeri geçerlidir. 
    4. Limbik sistemi kontrol etmek için sizi rahatsız eden olaya seviyeli maruz kalmaktır. Bunu da başta açıklamıştık.

    Duyguları kontrol ederken duygusuz olmaktan bahsedilmediğinin de hatırlatılması lazım. Herkes acı çeker, mesele bunu kontrol edebilmektir. Ancak psikopatlar acı çekmez. Psk. Dr. Herb Goldberg kitabında aşırı maskülen veya aşırı feminen olmanın zararlarından bahseder. Aşırı maskülenlik içe tamamen kapalı olmayı, saldırganlığı getirir. Kişi iç dünyasıyla mücadele etmez, empati yeteneğini kaybeder, benzer durumda aşırı feminenlikte de görülür. Bu kişiler de empatik olduklarını sanırken kendi iç dünyalarında, melankoliliklerinde boğulurlar, beceriksizleşirler, bağımlı karaktere dönüşürler. Alfred Adler kadınlar için de benzerini savunmuştur ve aşırı feminen kadınların beceriksizliğe yatkın olduğunu, aşırı maskülen kadınlarınsa radikal feminizme yönelebileceği tehlikesinden bahsetmiştir. (Daha fazlası için: Aşırı maskülenlik

     

    Erkeklerde Duygusal Aşırılığın Sonuçları

    KH bilen her erkek ilişki içinde alfadır esas mesele ilişki sonunda veya acı çekerken alfa olabilmektir. Limbik sistemin ön plana çıkmasının en iyi örneğini her türlü kırmızı hap pratiğini bilmesine rağmen illimitableman de görüyoruz. 2 defa saçmalayarak “o kadının özel olduğu ve diğerlerinden farklı olduğunu” belirten twitler attı ve duruma dürtüsel yaklaştı. Ayrılık acısı yaşamanız bunu reddetmeniz anlamına da gelmez, üzülmediğiniz anlamımna gelmez. Üzülmek insani bir eylemdir. Yapılması gereken  “kendi başınıza” atlatmayı denemek olmalıdır. 

     

    Duygu Kontrolünde Savunma Mekanizmaları:

    Savunma mekanizmaları psikanalitik teoride aslında bizim sağlıklı olmamızı da sağlayan süreçleri içerir. Bunları ilkel ve olgun olmak üzere 2’e ayırabiliriz. İlkel olanları kontrol etmek zordur, oturmuşlardır, çoğu psikotik veya sınır durumun sebebidirler. Oysaki olgun olanlar bilinç düzeyindedir.

    Örneğin bir ayrılık sonunda savunma mekanizmalarını olumlu yönde kullanmamız gerekir. Bu yöntemler kendi içinde ilkelinden olgununa doğru “duyguların yalıtılması”, “düşünselleştirme, “akılcılaştırma” ve “ahlaksallaştırma” olarak sıralabilir. Örneğin “duyguların yalıtılmasında”, olayın içinden duygusal anlam kopartılır, yıllar önce biriyle konuşmuştum ve oğlunun kafasına iett aynası çarparak öldüğünü normal bir olay gibi anlatmıştı. Bu durum “duyguların yalıtılmasına” örnektir. “Düşünselleştirme” de buna benzer. Duygularını, hayata devam edebilme için olayın içinden  çıkartıp atmıştır. Uzun uzun bunları açıklamayacağım fakat yaratıcı ve zeki kişilerin en çok “akılcılaştırma” yöntemini kullandığını biliyoruz.

    Akılcılaştırma yöntemi, yaşanan olaya mantıklı bir sebep bulma sürecini içerir. Böylece kişi az kırılmayla olayı kabullenerek iyi hisseder. Evrensel bir akılcılaştırma yöntemine örnek“ olsun yaşadık ama tecrübe kazandık” verilebilir. Spesifik olaraksa yaşadığınız kadının aslında uygun olmayan yönlerini ve ayrılma sebeplerinizi mantıklı şekilde bularak düşünmek gelebilir. Örneğin herkes sıfırlanır, kötü dönemler geçirir. Mesele sıfırlandığınızda bile bunun keyfini çıkartabileceğiniz yönlerini görmektir. Boşanabilir ve karınıza evinizi verdiğinizi varsayalım. Tekrardan özgür olduğunuz, bir evde öğrenci gibi keyif alarak yaşadığınız şeklinde akılcılaştırma yöntemlerini kullanabilirsiniz. (Daha fazlası: Sıfırlanmak) Burada mesele anlamsız sebepler bulmamaktır.

     

    Dominantlık ve Liderlik

    Liderlerin alfa olduğu; böyle erkeklerin dominant olduğu doğrudur fakat dominantlıkla zorbalık karıştırılmamalıdır.  Kelime anlamı olarak dominantlık egemenlik, liderik demektir [Ref: Erkek Adam Sitesi: “Gücün Doğası” Yazısı]. Erkeğin doğasında şiddet vardır fakat bunu kontrol etmek de yine erkeğin elindedir. 

    Tarihten günümüze ulaşan liderlerin hak yemeyen, iyi yöneten, paylaşımcı kişiler olduğunu biliyoruz. Bencilce ve acımasızca yükselen hükümdarlar, her ne kadar belli bir dönem yükselse de halk desteğini alamadığı için yıkılmışlardır.

    Örneğin Ibn Haldun devletler için döngüsel bir sistem öngörür. İlk aşamada hükümdarla halk birliktedir, 2. Aşamada rakipler ortadan kaldırılır, 3. Aşama rahatlık çağıdır. 4. Aşamada hükümdar kendisine yakın kişileri korur, halkı umursamaz. 5. Aşamada ise israfla birlikte yıkılma gerçekleşir. Bu aşamalar bir yerde kaçınılmazdır ama geçiktirilebilir. Çünkü Ibn Haldun’a göre her organizma kendi içinde kendine zarar veren mikropları da barındırmaktadır. Yani her zaman içimizdekine karşı mücadele veririz. Her ne kadar iyi bir yönetici olsak da gücün yanılgısıyla halka kötü davranmak ve zorbalık imparatorlukların sonunu getirir.  

    Şempanzelerle yapılan çalışmalar da benzerini gösteriyor. En başta grupta diğerlerini örneğin bir gürültü çıkartarak korkutan şempanze kısa süreli zorbalıkla lider olsa da; kötü bir anında diğer şempanzeleri liderlik yeteneğiyle gruplayabilen fiziksel özellikleri nispeten daha kötü bir lider, baştaki zorbayı alt edebiliyor.  

    Acımasız bir lider olarak bilinen Hitler bile kararları tek almamıştır. Başarısı; kurduğu ekiple fikir alış verişi ve onları belli konumlara getirerek, adil davranmasıyla gerçekleşmiştir. Yaptıkları tamamen yanlış olsa da yönetimi doğrudur.

    İlişkilerde de böyledir. O kadının kendinize ait olduğunu sanmak, düşüncesizce davranmak ilişkinizin sonunu getirecektir. O an bağlı hissetmiyor olsanız da o kişiyi kaybettiğinizde “suçluluk” ile hatalarınızı anlamanız kaçınılmazdır ve bu “aşırı maskülen” sürecin, yani gereğinden fazla dışa dönüklüğün ve empati yoksunluğunun bir sonucudur.

     

    Disiplin

    Disiplin sağlamanın en kolay yolu motivasyona teslim olmamaktır. Motivasyon başta işinize yarasa da inatla yapmak istediğiniz işi devam ettirmeniz gerekir. Çünkü motivasyon bir süreçte azalacaktır.

    Alışkanlıklar aynı duygular gibi bir anda oturmaz, alışkanlıklar hemen değişmez. Burada 21 gün kuralını uygulayabilirsiniz. İnatla süreci devam ettirmeniz alışkanlıkların oturmasını sağlayacaktır. Bir işi yaparken yapmak istediklerinizi sıraya koymanız en doğrusudur. Aksi halde bütün yapacaklarınızı kısa bir sürece sığdırmaya çalışırsanız, kısa sürede demoralize olarak işlerin önem sırasını kaybetmeniz ve vazgeçemiz muhtemeldir.

    3 iş kuralını da uygulayabilirsiniz. Her gün belli 3 iş seçip, belli bir saat aralığında bunları yapmaya çalışmanız alışkanlıkların kolay oturmasını sağlayacaktır. Örneğin Cumartesi günü 2-5 arası bisiklete bineceğim, 7-10 arası kitap okuyacağım şeklinde yapabileceğiniz işleri kararlaştırmanız bunları uygulamanızı sağlar. Keskin saat sınırları belirlememek gerekir. Bunun yerine aralık vermeniz uyum sürecinizi kolaylaştıracaktır. 

    (Makaleyi oylamayı ihmal etmeyin.)

    4.8 85 votes
    Makaleyi puanlamayı unutmayın.
    Subscribe
    Bildir
    guest

    24 Yorumlar
    Inline Feedbacks
    View all comments
    wwwest
    Ziyaretçi
    wwwest
    2021-02-07 12:34 PM

    Kişisel gelişim ile alakalı soracağım soruyu yazmaya en uygun bu başlığı buldum, internette pek cevabını bulamadığım bir soru var, sizin fikrinize danışmak istiyorum, aynı işi yapan iki insandan daha yüksek iq lu olan daha fazla kafa yorgunluğu mu yaşar ? yani zeka seviyesiyle beynin ısınması doğru orantılı mı ?

    Oğuz
    Ziyaretçi
    Oğuz
    2021-02-12 11:29 AM

    ///Hocam selamlar ben 17 yaşındayım. kız arkadaşım var ve babam görüşmemem için başka şehre yolladı(anneannemlerin yanına). Korona yüzünden okul açılana kadar burada kalacakmışım. Sitedeki yazıları okudum. 2 naçizane sorum olcak. ***Abi bu süreçte kız beni aldatır mı acaba diye düşünmek veya duygusal dalgalanmalar yaşamak sence mavi haplılık mı oneitis olabilir… Read more »

    Last edited 3 yıl önce by Oğuz
    Orochimaru
    Ziyaretçi
    2021-11-21 9:30 PM
    Reply to  Oğuz

    Yazına bakarak anladığım ailenle kız konusunda tartışmış gibisin ve seni başka şehre kadar gönderecek kadar ileri gitmişler ,kırmızı haplı bir şekilde düşünürsen bir kız için çerçeveni bu kadar kaybetmen saçma olur sonuçta ailen birinci önceliğin olmalı kız geçici olacak,kıskanmak ayrı konu ama beni aldatır mı diyecek kadar abartmış zihnin,aldatsın kendi… Read more »

    Poseidon | SSC
    Ziyaretçi
    Poseidon | SSC
    2023-01-28 7:50 PM
    Reply to  Oğuz

    17 yaşında yaptığın ilişkiye ilişki denmez tecrübe denir kasma bu kadar 🙂

    pss
    Ziyaretçi
    pss
    2021-02-18 2:59 AM

    Hocam merhaba Disiplin ve motivasyon konusu üzerine bir sorum olacak. Geçenlerde fuzuli bir video edit işine 4 saatimi harcadım, ortaya 2 dklik birşey çıktı. 4 saat hiç sıkılmadım ve o işi yaparken zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Bir arkadaşım da 4 saat hiç sıkılmadan yabancı dil çalışabiliyor. Benim yaptığım şey ona… Read more »

    pss
    Ziyaretçi
    pss
    2021-02-18 3:19 AM

    Hatta biraz daha detaylandırmak istiyorum. Önüme telefonu koyup değil 4 saat, 1 saat instagramda vakit geçir dediğiniz zaman benim için o 1 saat bitmez. Ama kimi insan günde 10 saat, hakkını vererek orda zaman geçiriyor. Ben de hiç işime yaramayacak bir efekti öğrenmek için 10 saat vakit geçirebilirim. Altını çizmek… Read more »

    RODDOR
    Ziyaretçi
    RODDOR
    2021-03-07 2:01 PM

    merhaba enerji ve zaman yönetim ile ilgili sorularım var şimdiden teşekkür ederim. 1)sabah 6buçukta uyanıyorum 8de iş başı akşam 6da çıkıyorum eve gelip duş alıp yemek yediğimde saat 8 oluyor, 8den uyku saatim 11’e kadar verimli birşeyler yapılabilir mi sizce? hem zihinsel hem fiziksel yorgunluk çöküyor. 2) görüştüğüm 2 kadın… Read more »

    24
    0
    Would love your thoughts, please commentx

    İlişkiler Üstüne Maskülen Tespitler sitesinden daha fazla şey keşfedin

    Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

    Okumaya devam et