Söylenen Kadının Anlatmak İstedikleri
Söylenen kadının anlatmak istedikleri her zaman söylemek istedikleri değildir! Erkek ve kadın ilişkilerinin temeli tamamlayıcılıktır, 2 tarafın doğası farklıdır ve bu yüzden uyumsuzluklar çıkar. Bir taraf aktör, diğer taraf reaktör gibi davranır. Bu da erkeğin sorumluluk yükümlülüğü alması demekken, kadınların en iyiyi seçmesi ve o kişinin doğru olduğundan emin olması ve olmaya devam etmek için reaksiyon vermesi demektir. Kadını fazla yönetmeye çalışmak ya da tam tersi performans yükümlülüğünü kaldıramamak ilişkileri bitirir.
Erkeğin sorumluluk almama şansı yoktur. Erkeğin yaşam amacı budur, içselleştirmesi gerekir.
Çoğu erkek bunu içselleştiremeyerek öfke krizine girip, kadının da kendi kadar sorumluluk almasını bekliyor. 2 tarafın “eşit” olduğu ve erkeğin kendisinin kadın tarafından anlaşılabileceği yanılgısı oluşuyor. Bunu hem feminizime karşıtı olanlar hem de feminist erkekler yapabiliyor. Çünkü kadın merkezci sistem eşitliği maalesef bu şekilde zihnimize oturuttu ve erkeklere devamlı “duygularınla harket et” öğretisi dayatıldı.
Uzun İlişkide Sorunlar
Kadının ilişki içinde mutluluğu yaptığı eylemlere direkt yansır. Mutlu kadın söylenmez. Bir kadının dırdırlanması ilişkiyi doğru yönetemediğinizi gösterir. Böyle davranırlar çünkü doğurganlık zamanları kısıtlıdır ve “seçme yükü” ile karşı karşıyadır. Kadınlar istedikleri gibi düşünebilir fakat erkek her zaman genç ve doğurgan kadını daha çekici bulacaktır ve kadında bunun içten içe farkındadır, güzellik çağındayken elde edebildiğinin en iyisini almaya çalışır, bunu anlamak için de dırdır yaparak seni ölçecektirler. Gerçi günümüzde bu konuda da kadınlara sınırsız zamanları olduğu yanılgısı yerleştirilmektedir. 40 yaşına kadar gerçek aşkı bulacaksın diye kadınlara yalanlar satılmaktadır.
Özetle senin de zamanın kısıtlı olsaydı, sen de seçen taraf olsaydın, sen de dırdırlanırdın. Oysaki sperm ucuzdur. Her kadın dırdır yaptığında tehlikelidir ama size tehlikelidir.
Neden ve Ne Zaman Tehlikelidir?
Söylenen kadının anlatmak istedikleri çeşitli sebeplere bağlı olabilir. Örneğin beklentisi karşılanmamıştır, ilişki gidişatı bozulmuştur çünkü erkek sorumluluk yükünü alamamıştır. Zaman zaman sizi zorlar ki kendinize gelin. Kendi “fark etmese de” sizin doğru kişi olup olmadığını anlamaya çalışır. Bakalım bu adam benim onu gördüğüm kişi mi yoksa rol mü yapıyor ya da bu adam zamanla gücünü yitirmiş olabilir mi? Yeteri kadar erkek mi? Daha iyisini bulabilir miyim? diye sorar çünkü bir kadının en büyük korkusu alfa olarak gördüğü bir erkeğin beta çıkmasıdır. Kandırılmaktır.
Bazen de sadece sizi yoklar. Saçma bir konuda kavga çıkartır. Esas derdi sorunun kendisi değil, sizin yaklaşımınızdır. Örneğin sorunu çözüyor musunuz, büyütüyor musunuz? Onun siniriyle sakin şekilde savaşabiliyor musunuz? Bunları bilinçsiz şekilde ölçer. Siz kadına aynı duygusallıkla cevap verirseniz kadının reaktif duygularını açığa çıkartarak daha tehlikeli hale getirirsiniz. Eşitlikçi bir düşünceyle aynı seviyede tepki gösterirseniz, sinirinize hakim olamazsanız kaybedersiniz.
Algılayamadığınız kavgalarda hep bunu aklınıza getirin: “Sinirlenmemeliyim, benden kavga etmemi değil, onu yatıştırmamı bekliyor.”
Beklenti tartışmak değil, yatıştırmak olmalıdır
Onun bilinçaltındaki beklentisi üstün, bir baba gibi onu rahatlatacak bir erkektir. Kavga eden, saçmalama diye bağıran, onun daha reaktif bir tavır göstermesine neden olacak erkek değildir. Böyle zamanlarda ona olayın aslında büyük bir şey olmadığını hatırlatmanız gerekir. İlişkide sınırı erkek çizer. Rollo’nun da hep dediği gibi onu küçük, yaramaz bir kız çocuğu gibi görmelisiniz. Hata yaparsa kızmalı, dırdırlanırsa yatıştırmalısınız. Baba bana bunu al diye ağlayan bir çocuğa babası ne yaparsa öyle davranmalısınız. Yapacak bir şey yok, kadın iç-güdüleri böyle çalışıyor.
Kadınların genellikle davranışları düşünceleriyle örtüşmez, çünkü duygularıyla karar verirler. Size dırdırlanmaları demek hissettiklerine bir neden aramaları demektir. Ona iyi ya da kötü sebepler vermek sizin elinizdedir.
Önceden de bahsettiğimiz gibi insanlar içgüdü-neden-duygu paternine göre karar verir, özellikle erkeklerin yapı itibariyle daha rasyonel olduğu bilinir. İşin içine duygular girdiğinde erkek mantığını, kadınsa duygularını ön plana çıkartır ve buna nedenler bulur.
Dırdır(söylenme) burada devreye girer. Kadın önce hisseder, neden kötü hissettiğini anlamak için buna bir neden bulur. Bu durumu bilimle uğraşırken daha az yaşar çünkü duygularını tetikleyecek bir şey yoktur, kadın da bilimle uğraşırken rasyoneldir fakat işin içine duygular girince, yani kadının bir şey hissetmesini sağlarsanız işler değişir. Kadın, erkeğe oranla o kadar güçlü hisseder ki bunu nedenlerle bağlamaya çalışır. Burada obje erkektir(eşi veya sevgilisi) ve onu zorlamaya başlar.
Burada temel amaç kendini rahatltmak ve duygularına bir anlam bulmaktır. O yüzden kadınların hep şöyle dediğini duyarsanız:
“Konuşarak çözelim, duygularını anlat bana”.
Erkekse anlamlandıramaz, çünkü mantığı devrededir, net bir durum vardır. bunun üstüne düşünmez, ayrıntılarla uğraşmaz. Dr. Herb Goldberg (Aşk-İlişkiler-Kadın) kitabında güzel bir şeyden bahseder. Kadınlar erkeklerden devamlı duygularını söylemesini bekler fakat duymak istedikleri aslında erkeklerin söylemeye çalıştıkları değildir. Çünkü kadın kolay neden bulabileceği cümleleri, özetle kendi istediklerini duymayı bekler.
İlişki içinde ve dışında dırdır farklı anlamlara gelir
İlişki öncesi dırdır sizin nasıl bir erkek olduğunuzu anlamakken içinde bir çeşit uyarıdır ya da anlaşmanın hatırlatılmasıdır. İlişki öncesinde flörtleşilir, kadın sizi sıkıştıracak basit sorular sorar, bunlardan geçerseniz ilişki sürer. Bence en basiti budur. Mesela kaç kadınla birlikte olduğunu sorması durumunda cevap verilmeyeceği ya da abartılarak “amused mastery” (eğlenen ustalık) cevap verileceği kırmızı hap pratiklerine sahip erkeklerin bildiği bir konudur. Cevap verilmez çünkü kadının ne hissedeceğini bilemezsin. Sana verdiği değere göre “az bulursa” seçilmediğini düşünür. “Çok bulursa” bu adama güven olmaz diye düşünür. Onu eğlendirecek abartı bir cevap verilir. Şüphede kalması daha iyidir ama esas mesele ilişki içindekilerdir. Çünkü duygusal yıkıma neden olur.
Erkek-kadın ilişkilerinde kadın hep daha realist, erkekse idealist olandır. Yani erkek için ilişki her durumda sürer çünkü birbirimize anılarla ve duygularla bağlıyız diye düşünür. Oysaki kadın için ortada gizli 3 puntoyla yazılarak imzalanmış bir protokol bulunur. Buna göre erkek sorumluluk alması gereken, enerji sarf eden, fayda sağlayan taraf olmalıdır. Bunu beceremezse anlaşma bozulur.
Söylenen kadının anlatmak istedikleri bir şeylerin kötüye gittiğidir ve siz bu anlaşmayı hatırlatır. Artık söylenmelerin aşırı şekilde sıklaştıysa bu şu anlama gelir: kadının kendini sizinle aynı seviyede görmüş ve size başkaldırmıştır. Bir kadın sizinle söylenmelerle rekabete başladıysa bu çok büyük bir sorundur. İlişkinizin 3 vakitte biteceği ortadadır ve üzücü tarafı o saatten sonra bunu değiştirmek zordur.
Daha kötüsü erkeğin dırdırlanmasıdır. Pasif agresif tavırla benzer dönüş yapmanzı kadınla eşit olduğunuz sinyalini gönderir. Bir ilişkide 2 kadın olmaz.
Yaşadığım Bir Örnek
Öğrenciyken başıma gelmişti. Bir teklif almıştım ama çok parlak değildi. Kız arkadaşıma anlattım, böyle bir teklif aldım ama biraz daha beklemem daha iyi olur dedim, normalde mantıklı düşünen o kadın bir anda çıldırdı. İş bulmuşum da beğenmiyor muşum, ben nasıl bir insanmışım vs. biraz konuşunca çözüldü. Sen beni sevmiyorsun, eğer benimle olmak isteseydin kötü de olsa o işe girip evlenmek için adım atardın vs. demişti.
O dönemler bu konuları bilmediğim için süreci doğru yönetememiştim. Bir erkek olarak; daha mantıklı başka opsiyonlar olabileceğini anlatırken, o böyle “hissetmedi.” Evrimsel bir dürtüyle onu sevmediğim, belki de uygun bir aday olmadığım şeklinde kendini inandırdı. Dikkat edin “hissetme” ve “inanma” diyorum çünkü kadınların solipsist doğası tehlikelerden korumak için kendini inandırma üzerine kuruludur. Bu yüzden nedensellikten önce duygusal olarak düşünürler ve bunu nedenlerle temellendirirler. Eminim ki okulunu bitiremedi diye ya da iş bulamadı için kız arkadaşından ayrılan birçok erkek olmuştur.
Özetle erkek ve kadın doğasının farkını anlar, performans yükümlülüğünü alır, kadına davranmanız gerektiği gibi davranırsanız ilişkileriniz uzun sürecektir.
(Makaleyi oylamayı ihmal etmeyin.)
Bunu bekliyordum, harika bir yazı teşekkürler.
Hocamın anlattığı cümlesine kadar yaşadım.Kız arkadaşım dırdırlanmaya başlamıştı arada sorun vardı ben bunu birlikte aşacağımızı düşünürken ki mavi hap kafasıyla birbirimize olan bağlılımıza çok güvenirken 1.5 ay sonra kız ayrıldı.Keşke bunları çok önceden bilseydim.Bazı insanlar karanlık rüyaya saldırıyor veya TRP’ye yalan diyor emin olun çok büyük kısmı doğru.Buradaki yazıların hepsini… Read more »
Bahsettiğin gibi yüksek statü sahibi birçok kişi var… Bana saldıran kişilere kızmıyorum, onlar farkında değil. Uyumlu ve kendilerine gösteren sistemin hatalı olduğunu kabul etmeleri bütün hayatlarını toptan değiştirme gerçeğiyle karşı karşı olmak kendilerine saldırılmış hissetmelerine neden oluyor. Biriyle tartışırken argümanına bakarsınız, güzel bir anti-tez üretebiliyorsa, tartışır, belki yeni bir sentez… Read more »
Mukemmel yaklasim.
“Eminim ki okulunu bitiremedi diye ya da iş bulamadı için kız arkadaşından ayrılan birçok erkek olmuştur.” Onunla aynı şehir de okumak için tercih ettiğim bölümü seçtikten 1 sene sonra bölümü sevemediğimi fark ettim, bunu ona söyledim. okulu bırakacağım dedim, sonra olan oldu. tabi ki tek hatam bu değil, basit hatalarım… Read more »
Burada yazılanları tam anlamıyla kavramak için erkeğin sarsıcı bir ilişki yaşaması gerektiğini düşünüyorum böylece ne kadar tozpembe ve saçma düşünce varsa sorgulamaya başlıyorsun, sen terk edilmişsin ben de aldatılmıştım ama dediğin gibi harika bir tecrübe oldu o kadın beni aldatmasaydı muhtemelen hâlâ mavi haplı saçma düşünceleri benimsiyor olurdum
Yaşadığınız acılardan korkmayın. Gizlemeyin, reddetmeyin.
Ben de “aldatıldım”, ben de “terkedildim” diyin ve bunu asla unutmayın! İlgili olarak bu unutmanın sonuçlarını anlatmıştık. Eğer unutursanız ve doğru sonuçları çıkartmazsanız, o acıyı tekrardan yaşarsınız.
Hocam diğer düşüncelerinize / yazılarınıza katılsam da bu düşüncenize katılmıyorum. Terkedilmek, aldatılmak insanı zayıf konuma düşürüyor. Bildiğim kadarıyla ben yaşamadım bunları ama öyle olduğunu hissediyorum. Özellikle bir erkek terkedildiğini, aldatıldığını söylememeli. Kadın, bu erkek aldatılacak, terk edilecek kadar vasıfsızdır diye düşünebilir ya da kendini aldatacak birini potansiyel eş yapacak kadar… Read more »
Ben yazıda kadına söylenmesi gerektini mi söylüyorum sence? Link verdiğim yazıyı okumadan yorum yapmışsın.
Gidip kadına ezik ezik terkedildiğinizi anlatın demiyorum. KENDİNİZE BUNU HATIRLATIN diyorum.
Kadına zayıf noktanızı belli etmeyeceksiniz konseptli en az 4 yazı var sitede.
Bi sakin hocam 😀 yazıyı okumuştum. Gizlemeyin, reddetmeyin diyince ben yanlış anlamışım 😀
Ben ise bazı dırdırlara boyun eğip çerçeveden taviz verdim. Bana karşı karşıcinslere kısıtlama isteğinde bulunan kızın tutarlı davranarak kendisinin de hassas olmasını bekledim. Bekledim ancak bir yandan erkeksi duygularım içten içe karşı tarafı sınadı, öncesinde az çok trp ile tanışmıştım. İçgüdülerim pek yanıltmadı, karşımdaki tutarsız davrandı. Ben de önce öfkelenerek,… Read more »
Kadının gelip bizle tanışma ihtimali nedir sence. Fiziksel olarak beğendiğini varsayıyorum. Türkiye’de
10/10 erkeğe birkaç kadın gelir, 10/10 kadına birçok erkek gider. Burada kadının seçiciliği daha üstün. Bu yüzden beğendikleri erkeklere daha az dırdır yaparak kendilerini tercih etmelerini kolaylaştırabilirler.
Özetle düşük. Yerinde durarak kadınları beklemek anlamsızdır. Gelenler de genellikle sorunlu tipler olur.
Bu soruyu sormanın sebebi gecen ki yazında kızla diyologun var ya hani. Sigari icmek Dışarı çıkıyormuş sırf biri onunla konuşmaya gelsin diye. Bende aynısını yapıyordum :)))) ama gelen olmadı hiç. Daha öncede bahsetmistim 1.90 uzeriyim ve kasliyim. Kafamı karıştıran da bu. Neden gelmezler ki ?? Ben olayı Türkiye’ye bağlıyorum yine.… Read more »
O kadın da “bekliyor” kimseyle konuşmuyor farkındaysan. Genel bir yanılgı yurt dışında kadınların geldiği… Anlattığım durumlar evrenseldir. Tanımadığınız Kadına Yaklaşmak Yurt dışında bir kadına yaklaştığınızda buradaki gibi prenses sendromu ile karşılaşmazsın, işler daha kolay yürür ama yine kızlar seninle tanışmak için sıraya girmez. Statüsü yüksek tanınan ünlülere bile yaklaşan kadınlar… Read more »
Haklısın Okey. Yalnız Sen kadınla tanışmaya calisınca “ben ödülüm” mentalitesi sekteye uğramıyor mu ? Kadınla tanışmak için adım atınca asıl ödül kadın olmuyor mu ? Madem sen ödulsun kadının sana gelmesi gerekmez mi. ??
Kırmızı hap: Sen bir ödülsün, kadına bunu fark ettirmelisin. Ettiremiyorsan gelişmeye devam etmelisin.
Siyah hap: Sen bir ödülsün, kadın bunu sen hiçbir şey yapmadan fark etmeli. Fark etmiyorsa bir hiçsin.
Mavi hap: Kadın bir ödüldür, bunu fark etmelisin. Kendin ol.