Seni Sevenin Yanında Ol SafsAtası

Seni Sevenin Yanında Ol Safsatası

Bu cümle, içeriği bakımından zayıf bir irade örneğidir. Çoğu erkek yokluktan bunu yapabilir. Belki zamanla sevebilirsiniz fakat erkeğin narsisistik yapılanması o kadını kullanmaya yönelecektir, Bu yazıyı okuyorsanız belki de bir erkek olarak başınıza gelmiştir. İlk başta çok sevildikleri halde, terk edilme sıkça karşılaşılan bir durumdur. Genellikle bu erkekler, kadın seviyor diye karşılık vermezler, kötü davranırlar ve sonunda terk edilirler. Üstüne bir de “neden” diye sorarlar.

İlişkide kalan erkek bir süreden sonra istemese de bağlanır. Yani kimse yoksa o zaman takılayım düşüncesi hatalıdır. İlişki sonunda bağımlı olursunuz onca zaman hiçbir kadınla flört etmediğiniz için şiddetli bir ayrılık acısı yaşamanıza ve onu geç atlatmanıza neden olur.

Diğer taraftan bunu gösteren sizseniz daha da kötüdür. Tipik bir beta stratejisi ve eşitlik safsatasıdır. Kadınların tehlikeli erkeklere arzu duyduğunu geçmişte anlatmıştık. Hatta, erkekler aşırı sevgi gösterdikçe kadında anksiyete yaratabilir ve ilişkileri daha hızı sona erer. Birçok kadın “sadece beni bulabildiği için birlikte” şeklinde düşünebilir. Asıl önemli olan, sizin onun gözünde ne kadar değerli olduğunuzdur ve bunu sevgi göstererek karşılayamazsınız. Erkek de gerçekten çok sevebilir ve ilişki harika olabilir, ancak genellikle yapılan hata; bu sevginin karşılıksız olduğunun zannedilmesidir. Hiçbir sevgi karşılıksız değildir!

Erkekler, sevdikleri kadını koruma içgüdüsüyle kolay kolay vazgeçmez ve bağlanırlar. Coolide etkisi diye bilinen yeni kadınlar gördüğünde artan arzu nedeniyle aldatmalar ortaya çıkabilir. Özellikle evde bulamadığı ilgiyi dışarıda aramaya ve heyecanı orada bulmaya çalışabilirler. Bu nedenle, erkeklerde aldatma istatistikleri daha yüksektir fakat bu vazgeçerek yeni bir kadınla duygusal bağ kurma eylemi değildir. Durum biraz da avcılığa benzer. Kendilerinin çekici olduğunu kanıtlamaya çalışırlar.

Kadınlar için ilişkiler iş anlaşması gibidir

Erkekler sevgilerini karşılıksız olarak verebilirler, ancak kadınlar bu sevgiyi genellikle sadece çocuklarına karşı hissederler. İlginç bir paradoks olarak çocuklarına karşılıksız verdiği sevgiyi, ileride aşık olduğu erkekten karşılıksız beklerler. İlişki, kadınlar için iş gibidir. Eğer siz ilişkinin gerektirdiği anlaşma koşullarını yerine getiremiyorsanız, kadının isteği zamanla azalır. Bu bilinçli bir tercih değildir. Birçok erkek için anlamsız görünen tartışmaların sebebi budur.

Örneğin, üniversiteden mezun oldunuz ve iş arıyorsunuz, ancak bulamıyorsunuz veya gelen her işi kabul etmiyorsunuz çünkü bir beklentiniz var. Kadınlar bunu şöyle algılayabilir: “İş bulmak istemiyor, çünkü beni istemiyor, beni sevmiyor ve evlenmek zorunda kalacağım.” Bu düşünce zamanla şu şekle dönüşebilir: “O bunu yapmış olmalı çünkü beni istemiyordu, o zaman ben de onu istememeliyim.” Bu rasyonelleştirme sonunda “Doğru kişi mi?” sorusu ve ayrılma kararıyla sonuçlanabilir. Kadın kararını kolaylaştırmak için olayları büyütme eğilimindedir. Eğer hataya düşerseniz, gün sonunda ayrılığı kolaylaştırmış olursunuz.

Sonuç olarak, sizin ne kadar sevdiğiniz önemli değildir, asıl önemli olan sizin ona ne kadar çekici geldiğiniz ve kendinizi ne kadar arzulattığınızdır. Bu da pazarlıkla gerçekleşmez. İşte o zaman gidip kötü bir dönemde “Seni kimse benim kadar sevemez, sana aşığım” demek yerine, “Sen daha iyilerini hak ediyorsun, belki bir süre görüşmemeliyiz” demek daha etkilidir ve sağlam bir etki bırakır. Çünkü kadın, düşüncelerini rasyonelleştiremeden bir şekilde o adamdan vazgeçemez. Özetle; erkeğin sürprizler yapması, kendini sürekli geliştirmesi, kadının rahatsız olduğu konularda farklı yaklaşımlar denemesi ve kadının sevgisinin karşılıklı olduğunu fark etmesi önemlidir.