İçeriğe geç
Ana Sayfa » Neden Hep Yanlış Kadını Buluyorum?

Neden Hep Yanlış Kadını Buluyorum?

    Neden Hep Yanlış Kadını Buluyorum?

    Çoğu ayrılık yaşayan kişiden bunu duyarsınız, hatta yeni birlikte olduğu kadında bile aynı sorunları yaşar. Günümüzde de birçok ilişki stereotip nitelikler kazanmış durumdadır. Sizce neden böyle?

    Not: Bunun sansürlü ve hafif proto versiyonunu ekşi-sözlükte yazmıştım. Buraya daha geniş ve kapsamlı versiyonunu aktardım.

    Burada aslında toplumsal süreçlerin etkilediği bireysel süreçler devreye giriyor diyebiliriz. Yani yaşadığımız dönemin de payı yüksek.

    Bireysel Süreçler

    Öncelikle alışkanlıklarımız bir ilişkiyi yönlendiren en önemli unsurdur. Genellikle kendimizi değiştirmekten karşıdan uzunca bir liste bekleriz. Sonundaysa hiç fark etmeyerek alışkanlıklarımızı tekrarlarız.

    Psikolog Erikson’ın 8 aşamalı olarak gördüğü ve ilk birkaç aşamasının çok önemli olduğu psiko-sosyal gelişim teorisi vardır ve buna göre bireylerin karakterlerini aile ve çevre belirler. Yine bilişsel psikolojinin kurucusu Aaron Beck’in teorisine göre aile ve sosyal iletişim sonucu otomatik düşünceler oluşur ve kararlarımızı buna göre alırız. Yani hem psikanalitik hem de bilişsel psikolojide karakterimiz çocukluk dönemi ve çevreden çok etkilenir. Çoğu düşüncemiz kalıplar formatındadır. Örneğin muhafazakar bir ailede büyürseniz, çevreyi ona göre, lgbt bir ailede büyürseniz ona göre yorumlarsınız. Hatta yakın süreçte LGBT olmanın da genetik değil, çevresel şekilde yönlendirilebildiği ortaya çıktı. Buna “edinilmiş eşcinsellik hipotezi” deniliyor (Ref). Dikkat edin, bireysel süreçlerin gelişiminde bile toplumsal süreçler oldukça etkin.

    Gelecekteki sevgilim nasıl olsun diye düşünürken gidip geçmiştekinin aynısını bulursunuz. Yani otomatik düşünceler deneyimlerinizi ve kararlarınızı belirler. Bazen hiç fark etmeden “confirmation bias (doğrulama yanılgısı)” dediğimiz yöntemle yanlış kişilere ulaşır ve hatalarımızı devamlı olumlarız.

    Şunu asla unutmayın “hata hatayı doğurur.” Devamlı sorunlu kadınları seçerseniz hata yapmadığınıza inanır, yeniden otomatik düşünceleri devreye alarak bunu kanıksarsınız.

    Soru şu: Neden günümüzde hatalarını fark etme sorunu arttı?

    İşin toplumsal kısmı burada devreye girer. Biz kırmızı hapta özellikle buna mavi-hap düşünceleri de diyoruz. Yani feminenleştirme süreci ile kadına duygularınızla yaklaşma, ilişkide devamlı yatırım yapma, duygusal güçsüzlük, masküleniteden uzaklaşma, öznel-sübjektif yaklaşma sonucu erkekler benzer paternlerle farklı sonuçlar almayı bekliyor. Bunu da açalım:

    Toplumsal Süreçler

    Birçok podcastte de bahsettiğim gibi günümüzde bize aşırı bireycilik ve nesnelliğin olmadığı, her konunun kişiye göre değişebileceği öğretiliyor. Ne garip ki herkes yine de aynı hataları yapıyor. Bunun da sorumlusu post-modernist algıdır. Son 20 yılda sosyal medyanın da gücüyle birlikte insanlara -ne olduğunu bilmeseler de- içeriğinin kanıksatılmasıdır. Yani “sen önemlisin, her şeyi yaparsın, özelsin, farklısın” gibi gerçek dışı, toplumdan sizi soyutlayan bir propaganda yapılmaktadır. Bu da hatalarımızdan beslenmemize, sorunun biz olmadığını zannetmemize yol açar. Çoğu kişi “özel” olabilmek için özel bir çabanın verilmesi gerektiğini anlamaz. Geçmişte ekşi-şeylere giren bir yazımda anlatmıştım.

    Beklentileri gerçekleştirebilmek için öncelikle “ben nasıl hatalar yaptım?” diye kendinize sormalısınız. Aksi halde aşırı bireyci ve nesnellikten uzak düşünmüş olursunuz. Bunun yolu da çevreyi, toplumu, size dayatılanları fark etmekten, günümüz paradigmalarını iyi tanımaktan geçer. Bazıları “abi komplo teorisi yapıyorsun” gibi düşüncelerdir. Birkaç örnek verelim:

    Son senelerde yükselen toplumsal cinsiyet kuramını düşünün. Biyolojiyi tamamen reddeder ve şunu söyler: “Her birey hissettiği cinsiyettedir.” Bunu sorgulamanız bile yargılayıcı bir tavır gibi algılanır. E hani özneldik, sübkjektiftik? Bilin bakalım bu kuram neyi temel alıyor? Post-modernist söylemi. Size meta-analizlerin yanlış olduğunu, hisleriniz, öznel-sübjektif değerlerin önemli olduğunu öğretir ve hatta günümüzde “dayatır“. Bu öyle bir dayatma ki Youtube’dan Instagram’a bu konuda eleştiri yaptığınızda bile kanalınız kapanabilir.

    Her dönemin kendine özgü paradigmaları var. Orta çağda veya 1900lerde aile farklı bir şeydi. Çoğu kişi bilmez fakat döneme ait kitaplar aslında toplum yapısının da propagandasıdır. Mesela Don Kişot, güçten düşen şövalyeliği eleştirirdi ki o dönem “onur” kavramının karşılığıydılar, şimdi ise LGBT yürüyüşüne Onur Yürüyüşü diyoruz. 80lerde yapılmış bir Türk filmi izleyin mesela, kızın bakireliği gitmişse kendi bile kötü bir şey yaptığına inanırdı, şimdi böyle film çekseniz 50 dava açılır ki yakın dönemde bir dizi erkek-kadın eşitliği vs. diye yayından kaldırıldı.

    Sonuçlar

    Kötü ilişkilerinizin temeli biraz da aşırı-bireycilik ve öznel-sübjektifliğin önerilmesi sonucu “kendinizi değerlendirememenizdir.” Günümüzde evlilikler azaldı, boşanma hızı evlenme hızına göre daha yüksek. Buradaki argümanım evliliğin özendirilmesi değil. (Buna duyarlanıyorsanız nesnel değil, size dayatıldığı ve “ailenin bitmesi gerektiği” kavramı üzerinden günümüz paradigmasıyla bakıyorsunuz demektir.) Esas soru şu olmalı: “İnsanlar evliliğe bilinçli karar verip, neden hızlıca boşanıyor?” Sizce süreç bireysel mi, yoksa toplumsal mı? Yani birey mi topluma, toplum mu bireye yön veriyor. Bu konuda özellikle Durkheim‘in İntihar tezinin özetini okumanızı tavsiye ederim.

    Size kötü bir ilişki sonrası düşen birkaç şey var:

    1. Bütün hatanın karşı tarafta olmadığını anlayarak “nesnel” bir bakış açısıyla bakmak ve “otomatik düşüncelerinizin” farkına varmak. (İlgili Podcast)
    2. Geçmişteki kişiden bağımsızlaşmak ve onunla artık ortak duygusal bir bağ kurmayarak nesnel olarak analiz etmek (ki bunun yolu kendinizin bir üst seviyesine çıkmaktır). (İlgili Podcast: Terk edilen erkek)
    3. Bireysel kimliğiniz kadar toplumu da analiz ederek, sorgulamak ve sentezlemek. (İlgili Podcast: Ortalama bir feminist)

    Şunu asla unutmayın. Siz toplumu değiştiremezsiniz fakat toplum ve bireysel farkındalığınız olursa seçimlerinizi doğru yaparak kökten değişirsiniz ve matrix’den çıkarsınız. Sonuçta da sizinle uyumlu birini bulmayı öğrenirsiniz.

    4.6 21 votes
    Makaleyi puanlamayı unutmayın.
    Subscribe
    Bildir
    guest

    26 Yorumlar
    Inline Feedbacks
    View all comments
    TEODOR
    Ziyaretçi
    2024-02-01 3:04 PM

    Eski sevgilimle 9 ay aradan sonra onun adım atması iler birleştik ve beraberiz ama bana 9 ay kaybettirdi ve bunun farkında sen bana dargınsın gibi SÖYLEMLERİ VAR sezmiş ama ilişkiye yansıtmıyorum ufak tartışmalarda vazgeçişleri oluyor mesela anlamıyorsun beni gibi…Maddi konularım zaman zaman sorgulanmakta, evlilik konusu açmakta, yalnızken çok mutsuzmuş bir… Read more »

    26
    0
    Would love your thoughts, please commentx