İçeriğe geç
Ana Sayfa » Ahh Keşke 50lerde Yaşasaydık!

Ahh Keşke 50lerde Yaşasaydık!

    Resim: Paolo Veronese - Christ in the Garden of Gethsemane (Ahh Keşke 50lerde Yaşasaydık!)

    Ahh Keşke 50’lerde Yaşasaydık!

    Bu miti çeşitli mgtow komünlerinde, klasik muhafazakar görüş sahiplerinde, hatta kırmızı hapa yeni girenlerde görürsünüz. İnseller bile aynı şeyi sayıklar: “oyunu kuralları değişti, kadınların beklentileri arttı, hepsinden nefret ediyoruz!! Suçlu kadınlar! Ahh keşke 50’lerde yaşasaydık!

    Bu erkekler gerçek arzuyu tanımadıkları için ideal ilişkinin bu olduğu yanılsaması içindeler.

    Düşünce kalıpları şuna benziyor: “Çünkü o zamanlar erkekler erkek gibiydi, ailenin direğiydi, kadınlar sadıktı vs vs.” Hayır! Bunlar tam olarak sağlayıcı beta zihniyetidir, erkeğin kendi potansiyelini yok sayması ve monogamiye sarılmasıdır. Nasıl yani?

    Çok basit bir soru: “O kadının mı sizi becermesini isterdiniz? Yoksa siz mi o kadını becermek isterdiniz?” Ben ilkini tercih ederdim ve bunu yapmayan kadınlara yıllardır en ufak yatırım yapmıyorum. Çünkü ilk kısım “alfa döller”, ikinci kısım “beta öder” seçeneğine aittir. Biri gerçek arzuyla diğeri takasla elde edilir.

    1950lerde ilk opsiyon yok denecek kadar azdı. Kadınlar kendi potansiyellerinin farkında değillerdi, zaten yapma şansları da yoktu. Evet hissediyorlardı ama bu seçimlerinin onlara ağır geri dönüşleri mevcuttu.

    Şekil: 1950’lerden mutlu aile kesiti

    Hipergami neydi? Hipergami emekti!

    Hayır değildi! Hipergami 2 uçtan oluşur, üstte dediğimiz gibi “alfa döller, beta öder”.  50lerde beta ödüyordu, o kadın arzu duyduğu için değil, zorunda olduğu için sizinleydi. Örneğin “alfa döller” kısmında “hiç emek yoktur!” Siz hangisini istiyorsunuz?

    Böyle denildiğinde çoğu kişinin zihninde yanlış bir imaj oluşuyor ki alfa ve betayı yanlış tanımak yazımda anlatmıştım. Beta başarısız, karaktersiz, sorumsuz olan değildir, beta kurallara uygun yaşayan, çoğunlukla beyaz yaka olan, uyumlu bireydir. Kendi gen aktarımı sorununu çözmek için tek kadına yatırımı tercih eder. Bir kadını çok sever ve her şeyi yaparsa kadın ona yapay da olsa bağlanır ve sorunu aşabilir. Örneğin 50lerdeki bu strateji modern dönemde erkek 30+ tek çocuklu annelere yönelim olarak değişti. Hem bu kadınlar kolay elde edilebilir, hem de tekrardan çocuk yapabilirler.  Yani sağlayıcı olur.

    Oysaki kadınların bir ilişki için tek seçeneğinin bu olmadığı bilinçaltı düzeyde yazılıdır. Alfa taraf ise yatırım yapmadan kadında doğal arzuyu oluşturur. Bir gecede; konuşmasıyla, dokunmasıyla kadını yükseltir ve yatağa geçer. Gerçek arzuya kim karşı gelebilir? Sıkıntı şu ki alfa karakterin(%80-90) etkin olduğu ilişkide yatırım yoktur ve yatırım yoksa kadın bunun sonuçlarını ağır öder!

    İşte bu yüzden 50lerde alfa denkleme daha az dahildi. Özellikle dinler etkisiyle asırlardır evlilik kurumu sayesinde her erkeğe bir kadın stratejisi işliyordu. Oysaki kadın 2sini de istiyor. Yani hem arzu duymak hem de uzun süreli ilişkinin “destek” kısmından yararlanmak istiyor. Aksi halde alfa döller tarafı da kadının yıllar geçtikçe dezavantajına olan bir şey. Formülde biri eksikse kadın tamamlanmıyor.

    50lerde ilişki anlayışı nasıldı?

    O dönemde seks alabilmek için kaynak sahibi olmak gerekiyordu. Bütün sorumluluk erkekteydi. Kadınlar da gerçek arzunun ne olduğunu pek bilmiyordu. Bilse de tadamıyordu, çünkü opsiyonları kısıtlıydı, hamile kalmaları büyük sorunlara yol açabilir bütün toplum tarafından dışlanabilirlerdi. Yani toplum kuralları kadınlarda arzu oluşturan “alfa döller” opsiyonunu “sınırlandırmıştı.” 60larda önce doğum kontrol hapı ardından feminizmle cinsel devrim gerçekleştikten sonra işler değişti. Fiziksel ve sosyal düzeyde kadınlar çocuk sorumluluğu almadan hipergaminin alfa döller kısmını deneyimlemeye başladılar ve 70lerin sonu 80lerin başında boşanma oranları pik noktasına ulaştı, ardından eğitimli kadınlar için bu oran düşerken, eğitimsizler için artış dönemsel olarak devam etti! Evlilikler %50 oranda boşanmayla sonuçlanıyordu. İlerleyen zamanda evliliker artmasa da birlikte yaşamın arttığını görüyoruz. (Referans: Evolution of Divorce İstatistikleri)

    Kadının temel beklentisi hem arzu duyduğu hem sağlayıcı birine ulaşabilmek. Rollo Tomassi bir podcastinde şöyle diyor:

    “Kadınlar modern dönemde neden 30 yaşında aydınlanma çağına ulaşıp, zamanım geçiyor diye panik yapıyorki? Zaten pik noktalarına 23 yaşında ulaşıyorlar!”

    Neden 30larda fark ediyorlar? Çünkü gynocentric(feminen baskıcı sistem) düzen kadınların da erkek gibi olduğu yanılsamasını ve alfa döller tarafında kalmalarını öneriyor. “Her erkeği dene, sonunda sağlayıcı bul.” Siz bu oyuna alet olup kendini tüketmiş bir kadınla evlenmiş oluyorsunuz ya da o kadın mutsuz olarak hayatına devam ediyor. Bunun diğer kutbu olan 50ler de bu konuda başarısızdı. Kadınların kendi doğalarını tam yaşayamadıkları için arzu oluşmadan cinsellik yaşadıkları “beta öder” tarafında kalmaları da büyük sorundu. Sonuçta beta öderi öven “ahh keşke 50’lerde yaşasaydık!” diye üzülen erkek gruplar oluşuyor.

    Feminizmin başardığı bir diğer konuda çirkin kadınlara mavi hap satmak oldu. Önceden feminenleşen toplum yazısında bahsettiğim gibi, çirkin kadınlar bu akıma sarıldı, çünkü cinsel pazar değeri düşük kadınlar %20’deki erkekleri kafesleyemiyorsa, onlardan yararlanıp beta öder tarafında güvenli birliktelik kurmalıydılar, o da olmadı nafaka ile güvenli bir yaşam sürmeliydiler. Yani kadınların çoğulcu, çift taraflı seçimleri yüzünden bunlar ortaya çıktı. Önceden monogamik yaklaşım erkeğin avantajıyken şimdilerde “evliysen öyle kalacaksın ya da boşanırsan kadının her türlü ihtiyacını karşılamak zorundasın” ile değişti. Yani kadın doğumda kendisine verilen değerin yine kendileri tarafından hızlıca tüketilmesini erkeğe ödetmeye çalışıyor. 

    Rollo Tomassi’den güzel bir alıntı yapayım: “Bir tarafın cinsel stratejisinin gerçekleşmesi, diğer tarafın cinsel stratejisine boyun eğmesiyle mümkündür. 2si aynı anda gerçekleşemez.”

    Alfa neydi? Alfa sahiplenmekti?

    Eğer ki “hiç düzgün kadın kalmamış, ben kiminle evleneceğim” diye düşünüyorsanız kendi doğanızı bastırmış, daha doğrusu feminen-baskıcı sistemin tam yapmak istediği üstünüzde işe yaramış demektir. Bu tipik mavi hap yapılanmasındaki beta düşüncesidir. Üzülmeyin erkeklerin %80ni böyle, çoğunluk da bunu isteyerek kabulleniyor. “Daha güzelini bulamam” diye düşünerek kadını hemen kafeslemeye çalışıyor mesela. Oysaki o kadının sizin yanınızda durmak için mücadele etmesi, aksi halde sizin başka kadınlarla yatacağını bilerek çıldırması lazım. 

    “Sayı, çok seks; kadının değil, erkeğin doğasıdır.” Cinsel devrim de gerçekleştiğine göre önce kendi beta zihniyetinzden, ardından kadının kafasında oluşan “benimle oldu, benimle ilişki de ister bu şimdi” sinyallemesinden kaçınmanız gerekiyor.

    Rollo Tomassi erkeğin doğası için ne diyor? Unlimited acess to unlimited sexuality.

    Hala KH ile haşır neşir olan çoğu erkek bile tam anlamıyla hipergami eşitliğini anlamıyor, daha acısı en alfa benim diye ortada gezerken, “bunun bir kişilik değil bir duruş olduğunu” anlamıyor ve sözde dark triad yaparken sadece bir beta olduğunu farketmiyor çünkü kendi fantezi dünyasında alfayı istediği gibi tanımlıyor, acımasız görünmeyi, kadınlara s.ttir çekmeyi özümsemeye çalışıyor ve daha kötüsü ideallerine uydurmaya çalışıyor. Hala inatla özel kadını arıyor, özel kadın harici bütün kadınları 2. Sınıf görüyor. 2012lerde Türkiye’de inci-sözlükte “tcma(they call me alpha)”, “bunu çok sık yapmam” diye biri çıkmıştı, aynı sıkıntılar orada da mevcuttu ve erkeklere benzer yanılsamayı satıyordu. Ekşi Sözlükte de bu konuda çok yanlış yönlendirmeler ve işin “nefret” aşamasında kalmış kişi mevcut. Hipergami her kadında olmaz diyen mi ararsın, alfa erkeği yanlış tanımlayan mı? Yoksa bütün kadınlar kaşardır diyen mi? “Kırmızı hapın amacı bir tarafı suçlamak değil, kadın-erkek ilişki dinamiğini doğru anlamaktır.”

    En güçlü benim diye gezmek, devamlı seri monogami yaşayıp (3 ay bir kadın, 6 ay diğer kadın sonra 1 sene kimse yok vs.) ardından ayrılık acısında debelenmek, bütün kadınları 2. sınıf görmek alfa karakter özelliği değildir.

    Özetle

    Başta da dediğim gibi, 50lerde yaşamayı istemezdim ve “bir kadının beni becermesini tercih ederim”. Çünkü bunun karşılığı “gerçek arzudur.” Artık hipergami aşırı serbest, kadınların ne amaçladığını en azından kırmızı hap yapılanmasını sindirmiş erkekler biliyor. Bazıları bunu sindiremeyip mgtow veya insel oluyor. 50lerdeki evliliği hayal etmeyin ve ancak size gerçek arzuyu sağlayan bir kadına kaynaklarınızı açabilirsiniz, bunun haricinde tamamiyle alfa döller kısmında kalmanızı tavsiye ederim. 

    Sen özel kadını aramayacaksın ve işin kadını yargılamak da değil, stratejiniz gereği cinselliğini yaşayacaksın, kadın “seçme” yeteneğiyle özel adamı arayacak ya da kendini bir erkek stratejisi olan sınırsızlık cinsellikle tüketecek. Senin o kadını kurtarma gibi bir misyonun yok. Ne 30’dan önce ne de sonra.

    Bırakın oyun oynansın. Size sadece doğru hamleyi yapın.

    Unutmayn, kadınlar suçlu değil, sadece bu sürece neden oldular. Erkeğin yapması gerekense suçlamak değil, performans yükümlülüğüdür. Erkek söylenmek için değil, çözüm üretmek için yaratılmıştır.

    (Makaleyi oylamayı ihmal etmeyin.)

    4.6 65 votes
    Makaleyi puanlamayı unutmayın.
    Subscribe
    Bildir
    guest

    40 Yorumlar
    Inline Feedbacks
    View all comments
    deni
    Ziyaretçi
    deni
    2020-12-17 1:57 PM

    Kadının seni becermesi lafını biraz daha açar mısın? Mecaz anlamda olduğunu biliyorum ama tabirin anlamında biraz karışıklık var

    Mehmet
    Ziyaretçi
    Mehmet
    2021-01-12 10:13 PM

    Merhaba Hocam, Değerli makaleleriniz icin tesekkur ediyor ve yayinlayacaginiz yeni makaleleri sabirsizlikla beklemekteyim. 1970 li yillarda dogmus teyzelerim halam olsun bu konulari onlarlada konusuyorum. Yorumları şöyle biz Yabanci erkeklerle konusamazdik utanırdık bakamazdik kocamizi bildik. Hatta yolda bir erkegin onunden bile gecemezdik diyorlar. Şimdiki kizlari yargiliyorlar. Ama simdi kizlar tabak ceviren… Read more »

    Atakan
    Ziyaretçi
    Atakan
    2021-01-18 12:52 AM

    Yaş 23.Bu yasima kadar iyi kötü uzun kisa ilişkilerim oldu.Normalda birlikte oldugum kizi odak noktasi haline getirmem.Genelde isin olmayacagini gorup anlaşmali bitirmek isterim.Son iliskiye kadar daha once hic terk edildigimde bana bu kadar koymamisti.Betalik göstermemeye özen gösteren bir insanim.Acaba holo etkisine mi yakalandim da birden bana cok koyup ayrildiktan sonra… Read more »

    40
    0
    Would love your thoughts, please commentx